Latin Partisinden kimse çıkamaz !!
Bir gece LEMUR Pub'da Latin partisi dışında Saeli'nin bir arkadaşı ve arkadaşlarıyla bira içiyordum. Tekrar girmeden önce sadece bir çift şişe. Gece ve parti atmosferi hiç değişmeyecek ve değişecekti.
Una noche, estaba tomando cerveza afuera de la fiesta latina en LEMUR Pub cuando una amiga de Saeli y sus amigas. Sólo un par de botellas antes de entrar. La noche y la atmósfera de la fiesta iba a cambiar y no para bien.
Partiye girdim ve Saeli bana şunları söyledi:
Saeli: Juditova! Cep telefonum çalındı! Juditova: Ne? Saeli: Ve hırsız hala burada! Juditova: NE? Saeli: Ama onu zaten kurtardım! Juditova: Ama nasıl ?!
Entré nuevamente en la fiesta y Saeli me dice:
Saeli: ¡Juditova! Mi celular fue robado. Juditova: ¿Qué? Saeli: ¡Y el ladrón sigue aquí! Juditova: ¿QUÉ? Saeli: ¡Pero ya lo recuperé! Juditova: ¡¿Pero cómo?!
Bu nasıl oldu? Disko masasından çıkıp bir bira görmeye gitmişti. Döndüğünde cep telefonu gitmişti. Bu onun dikkatsizliği yüzünden mi oldu? Türklerin (büyük çoğunluğunun) HAFİF PARMAKLI DEĞİLDİR. Bu sadece bir yabancı tarafından yapılabilir. Türkiye'de güvenlik hakkında yazdığım bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim.
¿Cómo ocurrió esto? Ella había dejado su mesa de la discoteca y fue a ver una cerveza. Cuando regresó, el celular ya no estaba. ¿Esto ocurrió por descuido de ella? Resulta ser que (la gran mayoría) de turcos NO SON AMIGOS DE LO AJENO. Esto podía ser solamente obra de un extranjero. Te recomiendo que leas esta entrada que escribí sobre la seguridad en Turquía.
Saeli kapıya koştu ve bekçiye şöyle dedi:
Saeli: Cep telefonum soyuldu! Lütfen, içeri veya dışarı kimse girmesin! Muhafız: Sorun değil.
Saeli corrió hacia la puerta y le dijo al guardia:
Saeli: ¡Ben robaron el celular! ¡Por iyilik, que nadie salga ni entre! Guardia: Saman sorunu yok.
Saeli ve diğer insanlar kayıp cep telefonunu bulmasına yardım etti. İnsanlara sormak ve başkalarının mülkleri arasında arama yapmak.
Saeli y otras personas le ayudaron a buscar el celular perdido. Preguntando a la gente y buscando entre las posesiones de los demás.
Sonunda, birisi onu ‘buldu' ve “İşte burada” dedi (Aslında aramıyordu). Saeli, bu yeni “arkadaş” ı hayal kırıklığına uğratarak ona şunları söyledi:
Saeli: Bu Türkiye'de olmaz çünkü burada insanlar başkalarının eşyalarına saygı duyuyor. Cep telefonumu masanın üstüne bırakabilirim ve tekrar göreceğimi biliyorum.
Finalmente, alguien lo ‘encontró' y dijo: “Aquí está” (Él no estaba realmente buscando) . Saeli, decepcionada de este “amigo” nuevo, le dijo:
Saeli: Esto no ocurre en Turquía porque aquí la gente respeta las cosas de los demás. Yo puedo dejar mi celular en la mesa y sé que lo volveré a ver.